3 Şubat 2014 Pazartesi

Kuantumsal Çipetpetler


Beynimizi iki bölüme ayırabiliriz. Mantıkla ilgili olan sol tarafı ve sezgiyle ilgili olan sağ tarafı. Ve her lobun sahip olduğu yeteneği kullanmak kişiden kişiye değişecektir. Örneğin, bunlardan biri tamamen mantığına güvenen birisi, diğeri tamamen sezgilerine güvenen birisi olacaktır. Bir diğeri ise hem mantığına hem de sezgilerine güvenen birisi olacaktır. 

Peki bu ölçekte beyninizi siz nereye koymak istiyorsunuz? Aynı anda her iki lobda da yüksek bir yetenek mevcut. Loblar birbirini dışlayan ya da destekleyen bir şekilde çalışmıyorlar. Kısaca, aynı zamanda hem mantıklı hem de sezgisel olabilirsiniz. 

Kendimi, mantığı çok iyi olan ve bu karmaşık fikirleri iyi bir şekilde bir araya getirebilen deneysel kuantum fizikçilerden birisi olarak düşünsem de aynı zamanda, iyi bir sezgiye de ihtiyacım var. Bir kuantum fizikçisi olarak sezgilerimi nasıl geliştirebilirim? 

Her insan bir şeyler ile oynamayı sever. Bu yüzden onlarla iyice oynarız sonra onların nasıl davrandığına bakarız. Böylelikle sezgimiz gelişir. Ve bunca yıldır geliştirdiğiniz sezgi herhangi bir şeyin belli bir zamanda belli bir yerde olacağıdır. "Bir şeyin aynı anda iki farklı yerde olacağını" düşünmek kulağa saçma gelebilir. Fakat bu kavramı siz geliştirdiniz, böyle doğmadınız. 

Parçacık fizikçileri de garip küçük parçacıklar ile oynuyorlar. Ve parçacıklar ile oynarken, gerçekten tuhaf şeyleri buluyorlar. Duvarların içinden geçebilen ya da aynı anda iki farklı yerde olabilen şeyleri. Sonra tüm bu gözlemleri alt alta yazdıkları zaman ona kuantum mekaniği teorisi diyiyorlar. İnanılmaz değil mi?

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder