4 Şubat 2014 Salı

Kuantum Kuramında Belirsizlik


Albert Einstein'in kuantum kuramı ile ilgili söyledikleri gecenin geç saatlerinde Werner Heisenberg'in kalbini kırmış olamazdı, sadece onu düşünceli bir şekilde gezintiye çıkarmıştı. Einstein ne mi söylemişti? "Bu, bizim neyi gözleyeceğimize kendisi karar veren bir kuram" demişti. 

Gezintisini sürdüren Hesinberg'in beyninde şimşekler çaktı: "Atomun çok küçük ölçeklerinde, kesin olarak bilinebilecek doğal sınırlar olmalı" diye düşündü. Bu düşünce, bir parçacığın konumu ya da momentumunu hassas olarak ölçmenin mümkün, fakat aynı anda ölçmenin mümkün olamayacağı sonucunu ortaya çıkarıyordu. 

Ölçüm aletleri ölçmeyi doğrudan etkiliyordu. Bu ise bizi kuantum kuramının doğal bir sonucu olan, ölçüm sürecini değiştirmeden atomaltı dünya hakkında kesin bilgiler edinilemeyeceğine götürüyordu. 

Bir parçacığın konumunu ne kadar hassas belirlerseniz, momentumu hakkındaki bilgileriniz o kadar azalır ve tersine; bir parçacığın momentumunu ne kadar kesin ölçerseniz konumu hakkında da o kadar az bilgiye sahip olursunuz. İşte bu tam olarak "Heisenberg Belirsizlik İlkesi" nin kısa ve öz ifadesidir. 

Momentum ve konum ölçümünde ortaya çıkan belirsizlikler, parçacığın enerji ve zaman ölçümlerinde de ortaya çıkar. Unutmamak gerekir ki, belirsizliklerin ortaya çıkması ölçümü yapanın hatası değil, kuantum kuramının kaçınılmaz matematiksel bir sonucudur. Basit bir denklem ile belirsizlik ifade edilir. Ancak içerdiği anlam, hala üzerinde büyük tartışmaların olduğu bir ilkeye işaret ediyor.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder